Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2020 ve 2021 mezuniyet merasimini birlikte yaptı. Mezun olanlar ortasında 60 yaşındaki Prof. Dr. Dilek Özcengiz dikkat çekti.
35 yıl ortayla birebir üniversitenin hem tıp hem de hukuk fakültesini bitiren Prof. Dr. Özcengiz, şunları söyledi:
“1985 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. 1991 yılından beri Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim kolunda öğretim üyesi olarak bulunuyorum. Faal olarak hem anestezi hem de ağır bakım kısmında çalışıyorum. 2013 – 2016 yılları ortasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinin dekanlığını yapıyordum. Bu sırada imtihana girip bir öbür diğer üniversitenin hukuk fakültesini kazandım. Lakin devam edemedim bir mühlet sonar af çıktı. Yatay geçişler olduğunu fark ettim. Puanım da tutuyordu, o ortada yatay geçiş hakkımı kullanarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırdım.
‘HUKUK EĞİTİMİYLE BİRLİKTE BİLHASSA DOKTORLARIMIZA DAYANAK OLMAK İSTİYORUM’
Bir doktor olarak çok donanımlı olmak gerektiğini düşünüyorum. Bilhassa akademisyenlerin birçok alanda donanım sahibi olması lazım. Son periyotlarda tabiplere yönelik açılan davalar ve uğradıkları bir ekip haksızlıklar benim hukuk fakültesi okumamda bir motivasyon oluşturdu. Ben kendimi öncelikli tıp öğretmeni olarak tanımlıyorum ve mesleğimi çok seviyorum. Hukuk eğitimiyle birlikte bilhassa doktorlarımıza dayanak olmak istiyorum.”
‘O BENİM İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR ROL MODELDİ’
Prof. Dr. Özcengiz, örnek aldığı bir kişinin olduğunu anımsatarak, “Benim Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesinde anestezi ihtisası yapmamı ve burada bulunmamı sağlayan kişi benim örnek aldığım kişidir. Merhum hocam Prof. Dr. Gültekin Akyön, hayatımda çok hürmet duyduğum bireylerden biridir. Hocam 38 yaşında Tıp Fakültesine girmiş bir avukattı ve profesör olmuştu. O benim için çok büyük bir rol modeldi. Sanırım onun yolundan yürüme dileği beni buraya getirdi. Evvel avukattı sonra tabip oldu, bende hocamın aksisini yapmış oldum” diye konuştu.
Prof. Dr. Dilek Özcengiz, “Bir şeye başlamak için asla geç değil. Bizdeki kimi yaklaşımları çok üzücü buluyorum. Artık ömürler uzadı, beşerler daha uzun yaşıyor. Artık 70 yaşına kadar orta yaşlıyız, onun için bu uzun hayat içerisinde insanların yeni şeyler öğrenmesi lazım” dedi.
