Alman fotoğrafçı ve sinema imalcisi Stefan Christmann, Antarktika’daki Atka Körfezi’nde 10 bin kişilik bir imparator penguen kolonisinin yanında iki kış geçirdi.

Sir David Attenborough’nun seslendirdiği BBC imali belgesel serisi ‘Dynasties’te (Hanedanlar) kamera asistanı olarak misyon yapan Christmann, ‘Penguin: A Story of Survival (Penguen: Bir Hayatta Kalma Hikayesi) isimli yeni kitabında, Antartika’da çektiği birtakım fotoğrafları meraklılarıyla paylaştı.

Christmann’ın Antarktika’da geçirdiği birinci kış Alfred Wegener Enstitüsü için jeofizikçi olarak çalıştığı 2012 yılına denk geldi.

Enstitinün Atka Körfezi yakınlarında, etrafında her yıl on binlerce imparator penguen toplanan istasyonunda kesintisiz olarak yaklaşık 15 ay geçirdi.

Fotoğrafçı, Antarktika’daki geçirdiği günleri “müthiş heyecan verici ve tıpkı vakitte da donuk” sözleriyle açıklıyor:

“İstasyonun kendisi epey büyük ve çağdaş. Münasebetiyle olağan hayatınızda özleyeceğiniz bir şeyiniz yok.

“Başlangıçta her şey hayli yeni ve heyecan verici geliyor. Lakin sonra arkadaşlarınızı, ailenizi ve rutinlerinizi özlüyorsunuz.

“En berbatı ise bazen haftalarca süren ve istasyonu bile sallayan fırtınalar.

“Bu günler beşerde mahpus olmuş hissi uyandırıyor. Lakin tıpkı vakitte da istasyon hayatının bir modülü ve doğal ki hoş günleri berbatları bilirseniz takdir edebilirsiniz.”

Christmann, 2016 yılında Antarktika’ya BBC Natural History takımından iki meslektaşı ile birlikte ‘Dynasties’ dizisinin imparator penguen çekimleri için geri döndü.

Christmann, Antarktika’da bir kış kalmak için “Ya daima ya hiç kararı” benzetmesini yapıyor.

Burada penguenleri fotoğraflayan sanatçı, bu hayvanların toplanma hareketlerinin soğuğa karşı bilinmeyen bir silah ve sonuncu hayatta kalma stratejisi olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“Dev bir kuluçka makinesi üzere çalışan penguenler, başlarını önlerindeki kuşların omuzları ortasına sıkıştırır vaziyette birbirlerine çok yakın dururlar.

“Biriken beden ısısı o denli bir sıcaklık yaratır ki, toplanmanın merkezinde 37 dereceye kadar ulaşabilir.”

Christmann ve takımı çekimler esnasında kamuflaj kıyafetleri giymediler. Bunun yerine mümkün kaybolma durumlarında kolay bulunmaları için kırmızı tulumu tercih ettiler.

İmparator penguenlerin kırmızılı insanlara alışık olduğunu söyleyen Christmann, “Onlar için karadan gelen bir tehdit yok. Havadan kuşlar; denizden de foklar ve orkalar onları avlayabilir.”

Penguenlerin ısılarını korumak için toplandıklarında illa içlerinde gereğince ısınmış enteresan birilerinin çıkıp kendilerini karşıladığını söz eden Christmann, “Biz bu penguenleri ‘karşılama komitemiz’ olarak gördük” dedi.

Christmann, imparator penguenlerin, pek çok insanın kakafoni olarak tanımladığı trompet üzere çok karakteristik bir seslerinin olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“10 bin penguenin çıkardığı ses kesinlinkle olağanüstü. Bu, hayatın pek mümkün olmadığı dünyanın sonundaki bir yerde yaşama dair bir davet ve bu yüzden benim için bu mükemmel bir senfoni.”

İklim kriziyle ısınan okyanus akıntılarının buzulları eritmeye devam ettiğini hatırlatan Christmann, “Ne yazık ki, seçimlerimiz ve etraf üzerindeki tesirimiz, kıymetli insan popülasyonlarının bulunmadığı çok uzaktaki ekosistemleri bile etkiliyor” diyor.

Stefan Christmann imzalı “Penguin: A Story of Survival” kitabı teNeues etiketiyle yayımlandı.

Cumhuriyet