Komedyen ve oyuncu Cem Yılmaz, Haber Global’de Candaş Tolga Işık’ın sunduğu “Az Evvel Konuştum” programına konuk oldu.
Cem Yılmaz’ın açıklamalarından satır başları şu biçimde:
“ŞEVKET ÇORUH KAVUĞU HAK EDİYOR”
(‘Kavuk neden bana verilmedi?’ diye hiç düşündüğünüz oldu mu?) Bu husus sahiden duygusal yaklaştığım bir mevzu. Kavuk sorunu çok spesifik bir bahis. Gençliğimden beri benim adım ortada geçer, bu hususta benim fazla cüretkar olduğum zannedildiği havalar da estirildi lakin bu öbür bir disiplin. Kültür sanat dünyasında bu türlü zincirlerin devam ettiği çok az şey var. Bu hadiseye magazin tarafından bakmamak gerekiyor. Çanak çömleği patlatmamak lazım. Ben başarılı bir komedyen olabilirim fakat ben o dünyanın adamı değilim. Şevket Çoruh kavuğu hak ediyor.
“ŞU ANDA KENARA ÇEKİLİP ACI ACI GÜLMENİN TAM ZAMANI”
(Kara Komik sinemalar üzerine) Kaseti biraz geri sarmak istiyorum. Benim maceram başladığı vakit benim tek gerecim komik olmak değildi. Bu öykülerin birçok evvelce beri biriktirdiğim şeylerdi. Seyircinin, “bundan anca bu beklenir” dediği sıkıntı beni çok şaşırtıyor. Komedyenler bir noktaya gelir bir tane de dram çakarlar formunda değerlendirmemek lazım. Bu cins bir sinema yapmak istedim. Âlâ bir şey yapmak mecburiyetinde değilsin. Berbat sinema ile iyi sinema ortasında hakikaten kıl var.
Bağlantı kuralları, esasları, bir bilginin bir başkasına ulaştırılabilmesi şu anda en güç vaktini yaşıyor. Bağlantı sorununda ben şunu söylediğime üzülüyorum. Herkes muhatabına konuşmak zorunda. Bak etrafa şu anda herkes o denli. Şu anda kenara çekilip acı acı gülmenin tam vakti.
“PANDEMİ MESLEĞİMİ ÇOK ÖNEMLI SEKTEYE UĞRATTI”
(Pandemi) Abim meskende, varlığından haberdar olmadığı odalarını keşfetti. Bu türlü beşerler da var. Benim hayatım esasen pandemi. Her an hayatın zirve taklak olma ihtimalini bildiğim için beni fazla çarpmadı. Mesleğimi çok önemli sekteye uğrattı. 45 tane gösterim iptal oldu. Online hayatını devam ettirenler çok memnun. Home office’çiler çok memnun. Tiyatro yapmaya çalışan arkadaşlarımı düşünüyorum. Artık ismini anmakta bir beis yok. Haluk Bilginer, Çağlar Çorumlu benim tanıdığım bildiğim beşerler. Geçen günkü beyanatını görünce çok üzüldüm. Bununla ilgili benim bir şey yapmam lazım diye düşündüm. Çok değerli beşerler bunlar. Onlar için bir oyun oynayabilirim. O tiyatroya bir gelir elde etmeye çalışırım. Bugün lakin hoş bir şey açıklandı. Kültür Bakanlığı, bütçe sıkıntısı. Bu bir cümbüş dalı değil. Mesela konser sırf eğlenmek için değildir. Acı anlarda birinci konserlerin iptal edilmesi vicdanımda bir yere oturmuyor. Cenaze meskeninde müzik çalmak üzere anlaşılmaması gerekiyor.
“HER YAPTIĞIN EKSIKSIZ OLMASI LAZIM’ DEMEK İSTİYORLAR”
Çok geniş bir yelpazede bana tepki var. Adam mesela diğerlerinin yazdığı sinemalarda çok iyi diyor. Şunu demek istiyorlar benim sevenlerim, “Her yaptığın harika olması lazım” Benim bu türlü bir ehliyetim yok ki. Sevmediğim sinemam yok. Geçen hafta pandemiden ötürü Pek Yakında sinemasına denk geldim. Çok memnunlukla izledim. Çok hoş bir sinema. Daha fazlası benim elimden gelmiyor. 25 yıldır kapalı gişe oynuyorum. Bununla ilgili hiçbir şey duymadım şu vakte kadar. Ulusal medyada benimle ilgili duyduğum en sık şey: Ateş püskürdü. Bu kısmını sahiden çözemedim. Artık bunun anlaşılması lazım. Bu bir latife. Tıpkı Zafer abinin geçen gün eşiyle bir yemek yemesi üzere.
“DÜNYADAKİ PROBLEMLERE, ÇÖZENLER DAIMA SAYISALCI”
Neye inanacağımızı şaşırdık. Dünyanın yuvarlak olduğunun tartışıldığı 2 sene geçirdik. Komplo teorisinin varlığından haberdar olmak bize neyi getiriyor, neyi çözüyoruz? “5G geliyor, hepimize çip takacaklar” diyor. Tamam. Ne yapacağız pekala artık? Tekerleği bulan adam mesela bir manada sayısalcıydı. Adam tekerleği buluyor, sözelci, “Nereye gidiyorsun ya” diyor. Sözelcilere kalsak yanmıştık. Şu an bak dünyadaki problemlere, çözenler daima sayısalcı.
Bir sözelci olarak şuradan kendimi kurtarmaya çalışıyorum. Yeni bir şey bulmuş üzere bir şey söylemek bir sözelci için fazladır. Yeni bir şey söylemek çok sıkıntı. Şu anda bölüm, çanak çömlek patladı zamanı. Bırak bir insanı, topluca bir toplumun kaldıramayacağı veri geziyor.
“BAĞIŞIKLIĞI FOTOĞRAF ÇEKTİREREK KAZANDIK”
Ben yazlık konutuma gitmek istedim. Yolda maske denetimi yapıyorlar. Jandarma arkadaşlar diyor ki “Maskeyi çıkarıp fotoğraf çektirsek ne hoş olur”. E artık nasıl kıracaksın. Biz de bağışıklığı fotoğraf çektirerek kazandık. Annem, babam11 Mart’tan beri meskende.
Kahraman yaratmak da kahramanı çabucak düşürmek ortasında ne kadar ince bir çizgi olduğunu biliyorsunuz. Ben bunu günbegün yaşıyorum. Mesela diyoruz ki ‘Kişiler kıymetli değildir. Kurumlar değerlidir.’ Bunu uygulayan var mı? Bilgi çağı diyoruz ya bilgi çağının bitişi bu türlü bir şey işte. ‘Biliyoruz da ne oluyor?’ çağı. Doktorlar, sıhhat dünyasındaki problemler. Bu bugüne mahsus bir şey değil. Bu sadece çarpıcı hale geliyor.
“HIZLI BİR DİZİ PROJESİ YAPMAK İSTİYORUM”
Çok uzun vakittir televizyon izlemiyorum. Sırf yılbaşlarında izliyorum. Bir eksiklik hissetmiyorum.
Şu sıralarda pek sevinçli değilim. Pek gülmüyorum. Çok sevinçli bir vakit geçirmedim son 5-6 aydır.
Abim için komik bir adam diyemem dramatik bir adamdır. Tanıdığım en komik kişi şu an yakınımda olduğu için Zafer Algöz diyebilirim.
(Cem yılmaz’ın bir ustası var mı?) Benim yaptığım meslek prestijiyle ben ne yazık ki bu mesleğin ustalarıyla birlikte vakit geçiremedim. İzleyip zihninde bu işi yapıp yapmamak olmasa dahi bir mizahi bakış, bir hikaye anlatmadaki tatlılık, bir perfomansı izlerken oradan öğrenilen şeyler manasında, Nejat Uygur, Şener Şen üzere isimleri sayabilirim. Benim çocukluğumdan beri beni etkileyen beşerler benim ustamdır.
Merhum Seyfi Dursunoğlu, çok da severdim. Onun benimle ilgili bir tespiti var. “Ama onun bir sürü müellifi var” diyor. Ben tiyatro oyunu formunda bir şey sergiliyorum ve onu teliflemem lazım. Yazıyorsam da ben yazıyorum.
“BİZİM İŞ GAMSIZ BİR ADAMIN YAPACAĞI BİR İŞ DEĞİL”
Bu işin zahmeti yok değil. Yok zannediliyor. Bu bir ruh halidir. Sizin esprileriniz ne kadar komik olursa olsun. Siz, bunu sunmak ile ilgili bir ruh halinde olmalısınız. Bu ruh haline itina göstermelisiniz. Bu sizi yalnız bırakabilir. İşin yapıldığı an çok çileli bir andır. Bizim iş gamsız bir adamın yapacağı bir iş değil. Çoğunluk beni gamsız birisi zannediyor. Ben çok gamlı bir beşerim. sahne ile ilgili söyleyeceğim şey: Gamsız girilmez.
“SOYTARILIĞIM BENİM İÇİN BİR SORUN DEĞİL”
Yanlış anlamasın kimse darılmasın da soytarılığım benim için bir sorun değil. Tarif olarak değil. Benim üzere bir çocuğa soytarı diyorsun aç bakalım Tiktok görüntülerini… Bunların içinde sayısalcılar var sözelciler var. Sen beni hiç gördün mü iş yerinde printer’ın önünde göbek attığımı. Görmedin demi. Benim yaptığım işlerin hakikaten ne kadar minimal olduğunu toplasan 13 tane senaryosunu yazdığım filimim var. 3 tane de repertuarım var sahnede. Benim yaptığımın tamamı bu. Diyor ki soytarılık yapma. Hangi işte gördün. Printer’ın önünde oynadığımı. Çakmakla osuruğumu yaktığımı gören var mı? Yok. Burnuma Wasabi soktuğumu gören var mı? Yok. Bütün dünya şu anda bu görüntüleri izliyor. Bu insanları komedyenler mi delirtti? Ben bu yelpazeye baktığım vakit zihinsel gelişim olarak kendimi bir astronota daha yakın hissediyorum.
“AŞIYI BÜYÜK BİR İHTİMALLE YA ACUN BULACAK YA NUSRET”
Bugün burada açıklayalım Acun aşıyı buldu. Niçin bütün Türkiye bunu beklemiyor muydu? Büyük bir ihtimalle ya Acun bulacak ya Nusret. Nusret bulursa altın kaplamasını da yapar onun.
Cumhuriyet
