Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Şurası Üyesi Cemil Çiçek, Cumhurbaşkanı seçilmek için gereken yüzde 50+1 oy koşuluna ait açıklamalarda bulundu. “Anayasa toplantısında 50 +1’in hem bugün hem de gelecekte değerli külfetlere sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim tekrar söylüyorum” diyen Çiçek, “Bu sözlerim iktidar ya da muhalefet yanlısı değil. Söylediğim cümleler pek açık. 50 + 1 önemli sorun çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak” açıklamasında bulundu.

Sözcü muharriri Aytunç Erkin‘e konuşan Cemil Çiçek‘in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

– Uzunca bir müddettir demeç vermiyorum. Sebebi de şu: Söylenebilecek ne varsa ilgili yerlere söylüyorum. Fikirler, unsurlar konuşulmuyor, şahıslar konuşuluyor. Ben birtakım mevzularda konuştum. Fikir tartışılmadı ve benim kişiliğim tartışılıyor. Siyasetin dışındayım. Neden söyledi? Vatanseverdi, haindi vs. Ne anladık o vakit bundan. Söylenecek çok şey var ülke için. Söylediğimiz bahisleri konuşmak yerine kişiliklerimiz tartışılınca, bel altı olunca bunlardan ailelerimiz de rahatsız oluyor.

– Anayasa toplantısında 50 +1’in hem bugün hem de gelecekte değerli dertlere sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yeniden söylüyorum. Bu sözlerim iktidar ya da muhalefet yanlısı değil. Söylediğim cümleler çok açık. 50 + 1 önemli sorun çıkarıyor. Gelecekte de çıkaracak.

– O denli bir noktaya geldi ki… İktidarın da 50+1’le tereddütleri var muhalefetin de var! Zira, bir partinin dayanağına gereksinim var. (Örneğin yüzde 50+1’i aşmak için kapatma davası açılmış bir partinin dayanağı gerekiyor.) Diyelim ki, parlamenter sistem doğrudur. Fakat Haziran 2023’teki seçim bugünkü sisteme nazaran yapılacak. Otomobil berbattır, lastikleri kabak, motor gücü zayıftır dedik vs. Muhalefet açısından anlatıyorum. Fakat bu otomobille 2023’e gidilecek. 2023’te seçim yapıldı, Meclis’te 360 çoğunluk elde edilemedi. Parlamenter sistemi isteyenler 320’de kaldı. O vakit ne olacak? 5 yıl bu sistemle gidilecek! Bu sistem sorun çıkarıyorsa, kaosa sebebiyet veriyorsa, ülkenin iyi yönetilmesini engelliyorsa… Bu sistemle Türkiye 5 sene bir belirsizliğe girmiş olacak. Siyaset yapanların bunu görmesi gerekiyor. İki tarafın da! Şahıslar üzerinden tartışma yapılınca eza çıkıyor. Gerçek yerine şahıslar üzerinden tartışma yapılıyor. Türkiye, anayasayı değiştirecek çoğunluğu bulamadığı takdirde diğer meşakkatler yaşayacak.

– Bugün karşılaştığımız sorunlar sistemden mi kaynaklanıyor (30 tane sorun yazalım) yoksa bir kısmı, size nazaran, diğerine nazaran, yani beğenmediğiniz süreç, yönetenlerin işi tutuş biçiminden mı? Bu da net bir formda söylenmedi? Bu ayrım yapılmadığı vakit genel siyaset tartışması sorunu çözmez, sorunu sloganlaştırır.

Cemil Çiçek, “sorunun kaynağı sistemi mi, yönetenler mi” sorusuna ise şu karşılığı verdi:

– Ben birtakım konuların, sistem değiştirilmeden de iş tutuş şeklimizle ilgili olarak pekala yerine getirilebileceği kanaatindeyim. Mesela… Bakanlar senede iki kere ilgili komiteye gitse iyi olur. Demokratik kültürdür. Merkez Bankası lideri yapıyor, bilgi veriyor. Bakanlar da bilgi verse olmaz mı? Meclis dışlanıyor deniliyor! Üç ayda bir olsun! Yalnızca anayasayla ilgili değil ki yaşadıklarımız. Demokrasinin en kıymetli ayağı kültürdür. Öbür bahisler da var sistemle ilgili. Sayarım size… Lakin bunlar iyileştirilirse muhalefetin söylediği itirazların bir kısmının gereği kalmayacak. Kimi şeyleri yapmak için sistem değişikliği yapılmadan da olur! Slogan bazında olmaz!

– İttihat Terakki periyoduna bakın. Halil Paşa’nın hatıratlarında var: (Hepimiz Abdülhamit’in tahtan indirilmesi konusunda mutabıktık. Tahtan indi. Hükümet olduk lakin devleti nasıl yöneteceğimizi bilmiyorduk. Kasvetler yaşadık.) Özal gitsin dediler gitti. Ne oldu? Erdoğan gitsin ne olacak? Bunu söyledim diye de ‘yağcılık yapıyor’ diyenler olacak. Kimseye yağcılık yapmam! Millete ve devlete borcum var. Tartışma adabı yok. Belden aşağı vurmalar, troller vs. Bunları konuşacaktın, neden siyasetten ayrıldın diyenler olacak. Öbür bir şey söylemeye çalışıyorum.

– Bu sistem (yüzde 50+1) yanlışsız olmamıştır, bugün de gelecekte de külfet çıkarır. Şahıslardan farklı söylüyorum. Hiç gerek yoktu. Daha farklı bir sistem olabilirdi. Vakit de geçti fakat kimsenin kimseyle görüştüğü de yok.

– 50+1 bu memlekette üstesinden gelemeyeceğimiz problemlere karşı karşıya kalmamıza neden olabilir. İki tarafa da davet yapıyorum: Bu sistemin neresi gerçek, neresi yanlış? İş tutmayla, sistemden yaşanan badireleri ayırt ettiğimizde gri alan oluşur. O vakit da küme toplantıları rahatlar. Zira her salı günü karşılıklı hudut ötesinden top atışları yapılıyor. Kuru kuruya sistem tartışması olmamalı.