-DİLAY HATİP

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Kurulu üyesi Ömer Fethi Gürer, ekim ayı tarım ihracatı rekoru hakkında dikkat çeken açıklamalar yaptı. Gürer, cumhuriyet.com.tr’ye yaptığı açıklamalarda, ihracatta rekor kırıldığı savları hakkında; eklenmemiş birçok bilginin olduğu ve TÜİK’in, iktidarın ‘istediği gibi’ bilgiler aktardığını söyledi. Besindeki enflasyon oranına değinen Gürer, yüzde 50’lik enflasyona dikkat çekti.

Ömer Fethi Gürer

‘GIDADA ENFLASYON YÜZDE 50’NİN ÜSTÜNDE’

Dün sabah açıklanan ekim ayı enflasyon oranında besinin yüzde 30’luk enflasyon oranının bilakis yüzde 50’den aşağı olmadığını belirten Gürer, “Enflasyon ile ilgili saptamaların yapıldığı sepetin içine yurttaşların sistemli ve daima tükettiği eserlerin dışında, farklı daha az tüketimi olan ve fiyatı bir yerde sabit duran eserler de katılarak bir dengeleme yaratılıyor. Halbuki günlük olarak tükettikleri süt ve süt eserleri, et ve et eserleri, hububat üzere besin eserlerine baktığımızda enflasyonun nereden nereye geldiğini görmüş oluruz. Nohut 4,5 liradan 9 liraya rafa girmeden fiyatı arttı. Fasülyede çiftçide 7 lira şu anda rafta 19-20 lirayı buldu. Bitkisel ham yağda da bir yıl öncesine nazaran fiyat neredeyse bir kat yükseldi. Temel tüketim besin eserlerinde fiyatlar önemli manada artış gösterdi. Şayet bunlara bakarsak besinde enflasyonun yüzde 50’nin de üstünde olduğunu görürüz. Elektrik ve doğalgaza gelecek artırımlar da bu fiyat artışlarını daha da tetikleyecek” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de buğday ithalatına değinen CHP’li Gürer, “Türkiye’de ortalama 20 milyon ton buğday yetiştiriliyor. Yaklaşık 10 milyon ton da yurt dışından buğday ithal ediliyor. Bu yıl kuraklık nedeniyle rekoltemiz 16,6 milyon tona düştü” dedi.

BAKAN PAKDEMİRLİ’YE REAKSİYON

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, “Diyor ki Bakan, ‘Biz yurt dışından buğday ithal ediyoruz, sonra bunu işliyoruz, yurt dışına da makarna ve un olarak satıyoruz. İhracatımızı bu yolla arttırmış oluyoruz.’ biçimindeki açıklamalarını eleştiren Ömer Fethi Gürer, “İhracatı bu yolla arttırdığımız vakit ülkemizin çiftçisine dayanak vermiş olmuyoruz. Yurt dışındaki çiftçinin eserini alıp işleyip yurt dışına satıyoruz. Buğdayı yurt dışından değerli alıyoruz yurt içinde Türkiye Gereç Ofisi’ne (TMO) ile daha uygun fiyatta sanayiciliğe veriyoruz. Bu ziyan direkt TMO’ya kalıyor” tabirlerini kullandı.

TMO’nun uğradığı ziyanlara ait konuşan Gürer, şunları söyledi:

“Arpa için bin 750 lira taban fiyat verdiler, yurt dışından 3 milyon 400 bin lira civarına kadar arpa ithal ettiler. Yurt içinde 2 bin 50 liradan tonu arpayı sanayiciye verdiler. O denli olunca kurum ziyanları ihracat sayısı içinde gözükmüyor. Yani ithal edilen eserlerin ihraç edilirken oluşturduğu işlenmiş eser sürecinde toplam mahsüllerin ofisi ziyanı ihracat sayısının içinden düşürmüyor, sadece kar olarak gösteriliyor. Halbuki kurumun uğradığı ziyan düşülse ithalat ihracat rakamsal bilgileri o vakit sağlıklı olur. Ancak onlar yalnızca ihracat sayılarını veriyorlar.

‘AKP İŞİNE GELEN SAYISI KULLANIYOR’

AKP iktidarının bu süreçlerde ‘işine gelen rakamları’ kullandığını söyleyen Gürer, “AKP’nin zihniyeti ya üst üste sayı toplar ya da işine gelen sayısı kullanır, kamuoyunu o biçimde bilgilendirme yoluna masraf. Şu anda Türkiye hububatta, bakliyatta, pamukta, pirinçte, bitkisel ham yağında, gübrede ve yağda direkt ithalatçı pozisyonda. Şayet yurt dışından yem hammaddesi ve gübre hammaddesi gelmese, Türkiye’de yem de gübre de kahır daha da katlanır. Son periyotta gübreye ve yeme gelen artırımlar da yurt dışı ülkelerinden yapılan hammadde ithalatında o ülkeden Türkiye’nin içinde bulunduğu şartları bulduğu için fiyat arttırmalarının direkt tesiri var” dedi.

‘Son 10 yılda ihracatta bir sakinlik olduğu’ istikametindeki değerlendirmelere ait konuşan Gürer, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı sayılar ile oynandığını belirtti.

Gürer, mevzu hakkındaki reaksiyonu şöyle lisana getirdi:

“Durgunluk manasında değil de rakamsal dataların TÜİK’te oynadıkları üzere oynuyorlar ya onun için ihracatta daima rekor üstüne rekor kırıyorlar. O manada yeni üretim alanı mı açıldı, yeni bir üretim kaynağı mı yaratıldı, endüstriye yatırımlar yapıldı da ordan avantajlı duruma mı gelindi? Buna bakmak lazım. Fakat birtakım kesimlerde örneğin dokuma üzere ya da madenler üzere mevzularda ihracatta kıymetli artış kıymetlendirilebilir lakin besin olayında bizim ihracatımız o halde tabir ettikleri kadar olumlu görünen bir tablo değil. Zira 14 milyon dolar ithalatımız var, 17,5 milyon dolar ihracatımız var. Buna tam baktığımız vakit besinde ithalat ve ihracat sayımız benim söylediğim değerlendirmeler ışığında o kadar farklı bir noktaya taşınmaz.”

TARIM ALANLARINDAKİ AZALMA

1980’den bu güne 5 milyon hektar tarım toprağı ne yazık ki tarım dışı kaldığını belirten Gürer, “Bunun 3,5 hektarı hububat ekim alanıdır. Bu manada 700 bine yakın çiftçi de artık tarımdan koptu. Ben bu sayıları Cumhurbaşkanlığı Strateji Dairesi’nin de hazırladığı yıllık programından alıyorum. Tarım toprağımız 23 milyon 100 bin hektara düştü. Devlet Planlama Teşkilatı datalarıyla 1980’de 28 milyon hektardır” bilgisini aktardı.

Gümrük vergilerinin ve ziyanların eklenmediğini belirten Gürer, “Kamudaki kurumsal besin ziyanlarını da ihracat sayısı içinde değerlendirildiğinde, yani gümrük vergisi ve ordan aldığımız fiyatla içeriye daha düşük fiyatla satılma ortasında ziyanı girersek; besinde ihracat rekor kırılması mümkün değil” dedi.