Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nazlı Çakıcı çocukluk çağı beyin tümörleri hakkında bilgiler verdi. Çocukluk çağı beyin tümörlerinin her yaşta görülebildiğine ve görülme sıklığının 3- 8 yaşlar ortasında arttığına dikkat çeken Çakıcı, “Çocukluk çağında beyin tümörleri beynin her yerinde görülebilse de neredeyse yarısı art baş çukuru olarak bilinen ‘Posterior fossa’ yerleşimlidir. Tümöre ilişkin belirtiler, tümörün yerine ve cinsine nazaran farklıklar gösterse de asıl neden, beyin içinde yer kaplayan bir kitlenin olağan beyin dokusunu sıkıştırması sonucu baş içindeki basıncı arttırmasıdır.” diye konuştu. 

“ÇOCUKLAR UYUTULARAK TEDAVİ GÖREBİLİYORLAR” 

Beyin tümörü hakkında genel bulguları sıralayan Dr. Nazlı Çakıcı, “Baş ağrısı, kusma, havale geçirme, görme bozukluğu, konuşma bozukluğu, gelişme geriliği, his durum değişiklikleri, huzursuzluk, uyum bozukluğu, istikrar zahmeti, güçsüzlük, el ve ayaklarda karıncalanmalar, hormonal bozukluklar genel bulgular olarak sayılabilir. Lakin küçük çocuklarda baş etrafında artış, bıngıldakta şişme, kusma, huzursuzluk ve göz bebeklerinin aşağıya bakması üzere bulgular görülebilir” dedi ve ekledi: “Beyin tümörleri bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve doku incelemeleri ile teşhis edilir. BT beyindeki anormallikleri kabaca ortaya konmasında kıymetli bir tetkiktir. MR ile tümörün beyin dokusu içerisindeki yerleşimi ve komşu yapılara yapışıklığı ortaya konur. Her iki tetkik ve bunun birlikte değerlendirmeleri tümörün cinsi hakkında bir fikir vermektedir.” 

Dr. Nazlı Çakıcı şöyle devam etti; 

“Tanı tümör dokusunun patolojik olarak mikroskop incelenmesi ile tam olarak konulmaktadır. Tümörün beyin dışına yayılımının olup olmadığının gösterilmesi için; belden iğne ile beyin omurilik sıvısı alınması, kemik iliği aspirasyonu, kemik taraması, vb. üzere ek tetkikler kullanılmaktadır. Tanıya götüren bu testler yapılırken hareketsiz duramayacak durumdaki çocuklarda süreçler anesteziyoloji kısmı hekimlerinin yardımıyla uyuşturularak ya da uyutularak yapılır.’’  

“TEDAVİDE TAKIM ÇALIŞMASI ÇOK ÖNEMLİ” 

Beyin tümörlerin tedavisinin grup çalışması gerektirdiğine vurgu yapan Çakıcı, “Çocukluk çağı beyin tümörlerinde cerrahi tedavi ve takibinde radyoterapi ve/ yahut kemoterapi standart tedavi yaklaşımıdır. Yapılan çalışmalarda tümör dokusu tam olarak çıkarılamazsa radyoterapi ve kemoterapinin aktifliğinin azaldığı gösterilmiştir. Birtakım selim ( iyi huylu ) beyin tümörlerin yalnızca cerrahi çıkarım ile tedavisi de mümkündür. Cerrahi tedavi öncesi, baş içi basıncı azaltmak için çeşitli ödem çözücü ilaçlar, havale (nöbet, epilepsi) geçirmeyi engellemek içinse havale engelleyici (antiepileptik)ilaçlar sıklıkla kullanılır.” dedi. 

“RADYOTERAPİ GENELDE 4-5 HAFTA MÜDDETİNCE UYGULANIR” 

Tümörün cinsini belirlemek ve tümör dokusunu küçültmek yahut ortadan kaldırmak için tedavinin birinci basamağının cerrahi olduğuna dikkat çeken Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Nazlı Çakıcı, “Cerrahinin emeli baş içi basıncı azaltmak, tümör basısına bağlı kusurların giderilmesi, doku teşhisinin sağlanması ve tümörün hastaya ziyan vermeden mümkün olduğunca çıkarılmasıdır. Büyüme ve tekrarlama riski olan makûs huylu tümörlerde cerrahi sonrası uygulanan radyoterapinin hayat mühletini uzattığı gösterilmiştir. Radyoterapi tümör hücrelerini harap etmek için yüksek doz X- ışını uygulamasıdır. Çoklukla günlük küçük dozlara bölünerek 4-5 hafta uygulanır. Omurilik boyunca yayılma eğilimi olan tümörlerde beyin ışınlamasına ek olarak omurilik ışınlaması standart tedavilerde kullanılmaktadır. Radyoterapi sırasında hastanın yaşının küçük olması en değerli risk faktörüdür. Bu nedenle bilhassa birinci üç yaşta radyoterapinin mümkün olduğunca verilmemesi yahut kemoterapiden sonraya ertelenmesi uygun görülmektedir.” formunda konuştu. 

“TEDAVİ SEÇENEKLERİ KESİNLİKLE TAKIM ÇALIŞMASIYLA GERÇEKLEŞTİRİLMELİ” 

Dr. Nazlı Çakıcı şunları söyledi; “Beyin gelişimi süratli olduğu üç yaş altındaki çocuklarda radyoterapi yerine kemoterapi kullanımı ile radyoterapinin geç tesirlerinden korunma amaçlanmaktadır. Erişkin devir beyin tümörlerine göre çocukluk çağı beyin tümörlerinin kemoterapiye verdiği karşılık daha yüz güldürücüdür. Kemoterapi damardan verilebileceği üzere bilhassa omurilik yayılımı olan hastalarda ya da beyne ilacın daha iyi nüfuz etmesini sağlamak için belden omurilik sıvısına iğne ile de verilebilmektedir. İlaçların küçük dozlarda günlere bölünerek verilmesindeki maksat, ilaçların yan tesirinin en aza indirilmesidir. İmmünoterapi kullanılan öbür bir tedavi usulüdür. İmmünolojik ilaçların kimi tümör dokularını harap ederek tesir gösterdiği belirtilmiştir. Tedavide hormonal ve nörolojik geç yan tesirler uzun periyodik sağ alımda karşılaşılan meselelerdir. Tedavi seçenekleri kesinlikle grup çalışması biçiminde ve hastaya nazaran düzenlenmeli ve sonrasında yakın takip ile izlenmelidir.”  

Cumhuriyet