İngiltere’nin AB’den büsbütün ayrılması, saat 23.00’te Big Ben çanının çalınmasıyla duyuruldu. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri nedeniyle rastgele bir aktiflik düzenlenmedi.

1973’te AB’ye üye olan ve 31 Ocak 2020’de birlikten ayrılsa da Brüksel kurallarına tabi olmayı sürdüren İngiltere için yeni bir devir başladı.

İki taraf ortasındaki ticaret, seyahat, göç, hukuk ve güvenlik üzere mevzularda yeni düzenlemeler yürürlüğe girdi.

Bundan sonra taraflar, 30 Aralık’ta imzalanan özgür ticaret muahedesine nazaran ticari bağlantılarını sürdürecek, İngiltere AB mahkemelerinin yetki alanının dışında kalacak.

İngilizler, AB ülkelerinde süresiz oturma ve çalışma müsaadesi hakkını kaybetti. AB üyesi ülkelerin vatandaşları da İngiltere’de lakin gerekli göç şartlarını karşılamaları durumunda yaşayabilecek.

İngiliz iktisadında kıymetli bir yere sahip olan bankacılık ve hizmet bölümlerinde ne olacağı konusunda hala belirsizlik bulunuyor.

Bu ortada Başbakan Boris Johnson yeni yıl iletisinde, AB’den ayrılığa ait “Bu, ülke için kusursuz bir an. Özgürlüğümüzü elimize aldık ve bundan mümkün olduğunda en iyi halde yararlanmak bize bağlı.” dedi.

BREXİT SÜRECİ

İngiltere’de Haziran 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı alınmıştı.

AB’den resmen 31 Ocak’ta ayrılan lakin geçiş süreci nedeniyle AB kararlarına uymaya devam etmek zorunda kalan İngiltere, Brüksel ile başta ticaret olmak üzere ikili münasebetler konusunda kapsamlı müzakereler yürütüyordu.

“Adil rekabetin sağlanması”, “ticari uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği” ve “balıkçılık” üzere kuvvetli bahislerde anlaşılamaması nedeniyle uzayan müzakereler, geçiş sürecin bitmesine yalnızca 7 gün kala sonuçlanmış ve taraflar muahedeyi 30 Aralık’ta imzalamıştı.

Cumhuriyet