İstanbul’da, geçen cumartesi günü meydana gelen ve Anadolu yakasının pek çok noktasında sarsıntıya neden olan sarsıntı, mümkün Marmara sarsıntısı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
AFAD’ın merkez üssünü Kartal, büyüklüğünü 3.9, Kandilli Rasathanesi’nin ise merkez üssünü Sultanbeyli büyüklüğünü 4.2 olarak açıkladığı sarsıntıyla ilgili konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Zelzele ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, şunları söyledi:
“Türkiye’de her yıl, 24 bin zelzele olur. Bu da her ay yaklaşık 2 bin tane sarsıntı demektir. 4 büyüklüğünü hesaba katarsak, 4 büyüklüğünde 150’ye yakın zelzele oluyor. 3.9 büyüklüğündeki olağan bir sarsıntı buna karşın bu kadar huzursuz etmesi, bu kadar insanları korkutmasının nedeni İstanbul’da olması. Biz Marmara Bölgesi’nde 7’den büyük zelzele bekliyoruz. Marmara Bölgesi’nde 28 milyon kişi yaşıyor. 6 milyona yakın konut var. Marmara Bölgesi’nde bu türlü bir zelzele önemli bir maliyet demektir. Birtakım hesaplara nazaran 100 milyar dolar ekonomik kayıp meydana gelebilir, 50 bin bina çökebilir.”
‘KARA ÜZERİNE ÇIKTI’
“Depreme hazırlık yapmazsak büyük bir kumar oynuyoruz demektir ” diyen Prof. Dr. Ersoy, “45 saniyede 100 milyar dolar kaybetmek çok önemli paradır. Sarsıntı olmayan her süreyi iyi kıymetlendirmek gerekiyor. Kartal’da olan sarsıntının başkalarından farklı ele alınması gerekiyor. Gelecek zelzeleleri biz deniz içerisinde bekliyoruz. Lakin Kartal’daki bu sarsıntı kara üzerinde meydana geldi. Kuzey Anadolu Fayı’nın ikinci kollarının bir kaç adedinin kara üzerine çıktığını biliyoruz” dedi.
‘DEPREM OLMADAN YIKILABİLECEK YÜZLERCE BİNA VAR’
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, şunları söz etti:
“Deprem olmadan yıkılabilecek yüzlerce bina var. Bunu vatandaş da biliyor, yetkililer de biliyor. Hazır olmayan yapı stoğunun tabanı de gözetilerek, bir an evvel sarsıntıya hazırlanması gerekiyor. Zira bundan sonraki sarsıntılar 3.9 değil 7’ye varacak hatta 7.5’e varacak sarsıntılar olabilir. 3.9 olağan bir sarsıntı ülkemizde her iki günde bir oluyor esasen, Marmara’da olunca biraz daha mana kazanıyor. Zira nüfus potansiyeli açısından vereceği ziyanlar açısından elbette kaygı duyuluyor.”
