Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ve emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Libya’da Türkiye’nin desteklediği ve Birleşmiş Milletler’in yasal saydığı Sarraj hükümetinin istifa kararını kıymetlendirdi. “Bizim siyasetimiz Sarraj’a çok odaklıydı” diyen Yavuz, Libya ile Türkiye ortasında imzalanan münhasır ekonomik bölge muahedesinin tehlikeye girebileceğini belirtti. Özülker de “Sarraj’ın yerine gelenler ne yapacak, buna bakmak gerekiyor. Türkiye’nin tek başına Katar’la, Cezayir yahut Tunus üzere hiçbir şey yapamayacak ülkelerle muvaffakiyet kazanması kolay bir iş değil” yorumunda bulundu.
Türkiye’nin desteklediği Libya’daki Ulusal Uzlaşı Hükümeti’nin Başbakanı Fayez Sarraj, ekim ayı sonunda misyonunu devredeceğini açıkladı. Durumu kıymetlendiren eski Büyükelçi Özülker, Libya’da 3 değerli gelişme olduğuna işaret ederek şunları lisana getirdi: “İlk olarak bir ateşkes duyuru edildi ve bu kapsamda işler heyetler ortasında görüşmeye dönüştü. Bu durum argüman edilen gayelerin tutulması demek değildi. Sarraj, burada bütünleşmiş bir Libya’nın hükümeti olarak kendini mütalaa etmek istiyor. Fakat oraya gelinebilmiş değil. İkinci olarak, ateşkes yapıldı lakin kimin eli kimin cebinde belirli değil. Tarafsız bölge olarak Sirte ve Cufra’yı duyuru etmeye karar verdiler. Bu nereye kadar masraf kimse bilmiyor. Üçüncü problem de mevcut şartlarda doğuda meclis ve öbür taraftan Hafter ortasında çok büyük bir muahede yok.”
‘HÜKÜMETTE DENGESİZLİK VARDI’
Sarraj’ın süreksiz bir hükümet olarak vazifeye geldiğine işaret eden Özülker, “Bu hükümetin kendi içinde de bir güç dengesizliği vardı. Mesela İçişleri Bakanı’nın ardında güçlü bir aşiret dayanağı vardı. Bir orta uyuşmazlıktan ayrıldı fakat biz de devreye girerek vazifeye getirilmesini sağladık” sözlerini kullandı. Sarraj’ın önünde iki tercihin olduğunu söyleyen Özülker, “Ya ‘Bu işi yapacak benim, herkes hizzaya gelsin’ diyecekti. Ya da bir noktada istifa etmek suretiyle Libya bütününde tahlili zorlamaya çalışacaktı. Varsayım ediyorum ikinciyi tercih etmek durumunda bırakıldı. Libya’da bundan bir sonuç çıkacağını varsayım etmiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
‘PROTOKOLÜN MANASI KALMAYABİLİR’
Türkiye’nin Libya ile münhasır ekonomik bölge oluşturduğu protokole değinen Özülker, şunları kaydetti: “Sarraj’ın yerine gelenler ne yapacak, buna bakmak gerek. Türkiye’nin tek başına Katar’la, Cezayir yahut Tunus üzere hiçbir şey yapamayacak ülkelerle muvaffakiyet kazanması kolay bir iş değil. Türkiye legal hükümeti desteklemek dışında bir şey yapamaz. Legal hükümet olmadığı takdirde de yapmış olduğumuz protokolün manası kalmaz. Sarraj masraf, onun yerine kimin geleceği muhakkak olmazsa, hatta tahlili öbür bir noktada gören bir hükümet gelirse, Türkiye gerçekten zora girer.”
‘TÜRKİYE İÇİN ÂLÂ OLMAZ’
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ise Libya’yla ilgilerin imzalanan münhasır ekonomik bölge protokolü nedeniyle çok kıymetli olduğuna dikkat çekerek şunları aktardı: “Libya ile yaptığımız muahede riske girebilir ve bu Türkiye için iyi olmaz. Önümüzdeki periyot nasıl şekillenecek bunu kestirmek mümkün değil. Bizim siyasetimiz Sarraj’a çok odaklıydı. İşbirliği doğruydu fakat başka tarafı da dikkatten uzak tutmayan bir yaklaşım içinde olmak gerekiyordu. Ama biz sıkıntıya o denli bakamadık ve tek taraflı angajmana girdik. Bu tek taraflı bakış ülkemiz için iyi bir sonuç doğurmayabilir.”
ERDOĞAN: KIMI TEMASLAR OLABİLİR
Libya’da Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) Kurul Lideri Fayez Sarraj’ın gelecek ay sonuna kadar vazifesini bırakma istikametindeki açıklaması Ankara’da yankı buldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Sarraj’ın istifa kararı bizi üzdü” açıklaması yaptı. “Attığımız adımlarla Hafter’i gerilettik, eninde sonunda kaybedecek” diyen Erdoğan, “Sarraj’dan aldığımız haberler sonrası bizler de kendilerine birtakım haberler ulaştırdık. Önümüzdeki hafta kimi görüşmeler olabilir, görüşmelerle birlikte bu işi olması gereken istikamete kavuştururuz” diye konuştu.
Cumhuriyet
