Açık Radyo’da “Sahibine Şarkılar” programını yapan Banu Kanıbelli, bugün görülecek duruşma öncesinde 1144 gündür cezaevinde olan ve kültür alanına katkılarıyla tanınan iş insanı Osman Kavala’nın sevdiği müzikleri çaldı.
Programına “Nerede olursa olsun ve biz nerede olursak olalım, Kavala’nın müziklerine kulak verdiğimizde biz de, daha hoş ve diğerkam olacağız kuşkusuz” sözleriyle başlayan Kanıbelli, “Osman Kavala’nın kelamının ve sevdiği müziklerin elçisi olduk” dedi ve Kavala’nın kendilerine yolladığı mektubu okudu.
Osman Kavala’nın Banu Kanıbelli’ye gönderdiği mektup şöyle:
“Sevgili Banu Hanım,
Açık Radyo’da sevdiğim müziklerin çalınacağı bir program yapma fikriniz, beni çok heyecanlandırdı. Lakin sonra da telaşlandırdı. İnsanın en sevdiği müzikleri seçmesi hiç de kolay değilmiş. Sonunda Türk müziğini ve klasik Batı müziğini başka tutmak suretiyle karara varabildim.
Fikriniz için tekrar çok teşekkür ederim. Bu vesileyle Prince Claus Ödülü’nü kazandığı için Açık Radyo ailesini en içten dileklerimle tebrik ediyorum.
Çok sevdiğim Yunan ezgilerinden birini seçmek, bilhassa Theodorakis ile Hadjidakis ortasında seçim yapmakta zorlandım. Yunanistan’la alakaların gergin olduğu 80’li yıllarda Aziz Nesin ve Theodorakis barış teşebbüsü başlatmışlardı. Ben de kurulan ‘Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği’ üyesi olarak bu büyük sanatçıyı, barış insanını tanıma fırsatı buldum. Daha sonra Hadjidakis ile de tanıştım. O da parlak zekaya sahip son derece yaratıcı, esprili bir sanatçıydı. ‘Türkler ve Yunanlıların birlikte başardığı en kıymetli iş, yarattıkları düşmanlıktır. Mikis, Türkiye’ye gelip bunu bozmaya çalışıyor.’ demişti. Anlaşılan, geçen yıllar bu ortak eserimizde hasara yol açmamış. Hadjidakis’in ‘Pire’nin Çocukları’ (Ta paidia tou Peiraia) müziği ile başlayabilir misiniz?”
“Silivri’den gelen mektup: Kavala’nın şarkıları” başlıklı yayında yer alan, Kavala’nın sevdiği öbür müzikler ve müziklere dair yazdıkları ise şöyle:
Georges Moustaki – “En Méditerrannée”
“Burada, avluda yürürken en sık aklıma gelen ve ıslıkla seslendirmeye çalıştığım Georges Moustaki’nin “En Méditerrannée” müziği. Gökyüzü bazen buradan da deniz üzere görünüyor.”
Leonard Cohen – “Suzanne”
“‘Suzanne’de melodiyle kelamlar ortasında dayanılmaz bir ahenk var. Leonard Cohen, İsa’nın öyküsünü yalın bir biçimde yorumlayarak Suzanne’e olan hislerini tinselliğin alanına ulaştırmış. Biliyorum Açık Radyo’da âdet değildir lakin bu şarkıyı Ayşe Buğra’ya yollayabilir miyim?”
Mercedes Sosa – “Gracias a la vida”
“Ayşe ile gittiğimiz Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’ndaki konserinde Mercedes Sosa, ‘Sólo le pido a Dios’u söylerken sahnenin gerisinden dolunay yükselmeye başladı. Sosa, ‘Gracias a la vida’yı da seslendirdi. Bizi söylediklerine inandırmak için Sosa’nın tabiat üstü güçlerini kullandığını düşünmüştük. Tercihimi ‘Gracias a la vida’ için kullanayım. Ben de sık sık hayata teşekkür ederim.”
Cumhuriyet
