Paçacı’nın yöntem kurallarını hatırlatması üzerine duruşmaya orta veren mahkeme lideri, polise talimat vererek avukatı duruşma salonuna almadı. Paçacı sanık avukatı olarak katıldığı duruşmada kendi müvekkiline soru sormasının engellenmesi ve salondan atılması üzerine tutanak tuttu.
Tutanakta mahkeme lideri tarafından savunmasının yazılı istendiğini belirten Paçacı kelamlı olarak savunmaya devam ettiği için salondan atıldığını lisana getirdi. Duruşmaya orta verildiğini ve orta bitmesinin akabinde tekrar salona alınmadığını tabir eden Paçacı, “Beni salona almayan kolluğa talimatın kimden geldiğini sormam üzerine ‘mahkeme başkanından’ cevabını verdiler” dedi.
Tutanakta olaya şahit olan üç avukatın imzası bulunuyor. Gazetemize konuşan Paçacı karara reaksiyon göstererek “Savunma makamının bu derece, kanunu, hukuku, okullarda öğrendiğimiz her şeyi, bildiklerimizi yok sayarak yok edilişine çok üzgünüm. Varlığımızı sadece bir nesne olarak; mahkeme salonlarında, fikirden, kanundan, haktan, adaletten uzak durarak sürdürmemizi isteyen bu zihniyete çok üzgünüm” dedi.
Paçacı HSK sürecinin İstanbul Barosu tarafından yürütüldüğünü lisana getirerek “Üzgünüm ancak buna ben şahsım ismine, mesleğim ismine, bedellerim ismine müsaade vermeyeceğim. Lakin tek başıma olmamın bir yararı yok. Tahminen kendi yürüttüğüm davalarda sesimi çıkarabilirim ta ki mahkeme salonundan polis eşliğiyle atılana kadar. Ancak şayet birlik olursak herşey daha farklı olabilir. Tahminen hepimiz mahkeme salonlarından atılabiliriz ancak en azından adaleti o salonda tutabiliriz” dedi.
‘KORKMAYALIM’ DAVETİ
Meslektaşlarına seslenen ve “Siz de sesinizi çıkarın, korkmayın, en fazla mahkeme salonundan atılırız” diyen Paçacı şöyle devam etti: “Korkmayın en fazla müvekkilimiz bizi ‘hâkimle neden tartıştın sussaydın ya’ deyip azledebilir. En fazlası bunlar. Ancak biz bunu yapmazsak şayet; bütün bunların esasen hiçbir manası kalmaz. Karşısında susabileceğimiz, sinebileceğimiz bir mahkeme bile olmayabilir. Sisteme teslim olmak yerine, değiştirmeye çalışalım. Değerli olan sonuç değil, değerli olan uğraşımız.”
Cumhuriyet
