İzmir’in Bayraklı ilçesinde merkezi bulunan, Osman Şenol ve Metin Suvat’ın ortağı olduğu, Emerald Nakliyecilik Maden İnşaat isimli şirket, Tire’nin kırsal Büyükkale Köyü yakınlarına, yıllık 500 bin ton kapasiteli mermer ocağı kurma talebiyle Etraf ve Şehircilik Bakanlığı’na ÇED müracaatında bulundu. Kızılçam ormanlarıyla kaplı Kartal Dağı’nda 10 yıl boyunca mermer ocağı faaliyeti yürütmek isteyen şirketin başvurusu, bakanlıkça incelemeye alındı.

200 FUTBOL ALANI BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN

Sunulan müracaat belgesine nazaran, ruhsat alanının yaklaşık 200 futbol alanı büyüklüğündeki 95,49 hektarı kapsadığı, lakin ÇED alanının 24,8 hektar olduğu kaydedildi. ÇED alanı içerisinde 15,09 hektarlık alanda 3 başka poligon bulunacağı bildirildi. 5,37 hektarlık alana pasa döküleceği, 1,02 hektarlık alanda cevher stoklanacağı, 0,28 hektarlık alanın şantiye ayrılacağı, 0,91 hektarlık kısımda ise toprak depolacağı belirtildi.

15 çalışanın istihdam edileceği mermer ocağının en yakın yerleşim merkezi olan Büyükkale Mahallesi’ne 2 kilometre uzaklıkta olduğu, 340 metre yakınında da bir hane bulunduğu kaydedildi.

AĞAÇLARI NASIL KESECEKLERİNİ ANLATTILAR

Başka yandan, köylünün kaygılarına neden olan, kızılçamların kesilmesi konusu da ÇED belgesinde ayrıntılı bir halde yer aldı. Firma, rutin bir süreçmiş üzere ağaçların nasıl kesileceğini anlattı. Ağaç kesitiyle ilgili şöyle denildi:

“Orman Alanlarında Ağaçların Kesilmesi ve Taşınması ile Alınacak Tedbirler Projenin işletme evresinde olabilecek tesirlerinin başında ağaç bölümü yer almaktadır. Proje sürece alanlarına tekabül eden ormanlık alanlarda kesilecek ağaçlar ile ilgili işletme öncesinde Orman Genel Müdürlüğü yahut Orman Bölge Müdürlüğü’nden gerekli müsaadeler alınacaktır. Proje kapsamında orman müsaadelerinin alınmasının ardından Orman Bölge Müdürlüğü, Orman İşletme Müdürlüğü ve Orman İşletme şefliği tarafından müsaade alanında yer alan ağaçlar damgalanarak kesilecek ağaçlar belirlenecektir. Daha sonrasından damgalanan ağaçların yerden kesilerek satışa sunulmaları için yasaya nazaran direkt satış ya da ihale yolu ile satışı gerçekleştirilecektir. Müsaade alanında yer alan ağaç varlığı orman yönetimine ilişkin olup, damgalanması, kesilmesi ve satışı da yeniden orman yönetimi tarafından gerçekleştirilmektedir. Faaliyet alanı içerisinde kesilecek ağaçların depolanması kelam konusu olmayacaktır. Orman müsaadesinin alınması ve Orman İşletme Şefliği koordinatörlüğünde ağaç varlığının alandan uzaklaştırılmasının ardından arazi yüzeyinde yer alacak bitkisel toprak sıyrılarak ÇED alanı içerisinde yer alacak Bitkisel Toprak depolama Alanında verimliliğini kaybetmeyecek formda depolanacaktır.”

Firmanın daha sonra Orman Yönetimi eşliğinde araziyi tekrar ağaçlandıracağı ileri sürüldü.

KÖYLÜLER VE ÇEVRECİLER YANSILI

Lakin, kızılçam ormanının bağrına kurulmak istenen mermer ocağı, civar köylüsünde tasa yarattı. Daha evvel köylülerden imza toplayıp Tire Kaymakamlığı’na sunan Tire Etraf Kourma ve Yeşillendirme Derneği Lideri Süleyman Övül, “Kızılçamlarla kaplı Kartal Dağı, bölgemizin akciğerleri niteliğindedir. Böylesine kıymetli bir bölgede mermer ocağı için ÇED sürecinin başlatılması hayret vericidir. Global ısınmaya bağlı kuraklığın çizgi safhaya ulaştığı bu günlerde bir tek ağacın bile kesilmesine gönlümüz el vermez. Bizler bu bölgede süreksiz ruhsat ile arama çalışmalarının başladığı birinci gün mevzuyu gündeme taşımıştık. O vakitler (yangınları önlemek için orman yangın yolu üretimi ve ulusal iktisada katkı sağlamak gayeli orman gençleştirme çalışmaları yapıyoruz) dediler. Ancak bugün bunun bu türlü olmadığını gördük. Halbuki maden için yapıyorlarmış hazırlığı. Kıymetlerimizin yok olmasını istemiyoruz” dedi.

YOK OLMASINI SEYREDEMEYİZ!

Övül, şöyle devam etti:

“Yıllar evvel emparyalist güçlerin yıkamadığı, alamadığı yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizin (üretim ve ülke iktisadına katkı) ismi altında yok olmasını seyredemeyiz. Binlerce insanın yaşadığı bölgemizde Küçük Menderes Havzası’nın en kıymetli ziraî alanları bu acı gerçekle yüz yüzedir. Elbette ki bizler gücün ve yer altı zenginliklerinin iktisada kazandırılmasına karşı değiliz. Lakin bu üzere faaliyetlerin daha verimsiz alanlarda sürdürülmesi gerekmektedir. Bulunduğu bölgenin tabiatını tehdit edecek, o bölgede tarım ve hayvancılık faaliyetlerini sekteye uğratacak her türlü oluşuma karşıyız. Bu süreçte elimizden geldiği kadar tüzel çerçevede gayretimizi sürdüreceğiz. Bu hususta tüm halkımızı haklı çabamıza dayanak olmaya davet ediyoruz.”

600 BİN İMZA TOPLANDI

Tire Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Yalçın Kaya ise daha evvel bölge köylüsünün (yaşam alanlarımızda maden istemiyoruz) diyerek 600 bin imza topladığını, bu imzaların Tire Kaymakamlığı’na sunulduğunu hatırlatırken, “Maalesef tüm itirazlarımıza karşın Kartal Dağı’nda mermer ocağı kurulmasıyla ilgili ÇED süreci başlatıldı. Başından beri söylediğimiz üzere bugün korktuğumuz noktaya geldik. Burada oluşturulacak olan rastgele bir madencilik faaliyeti, bölgenin havasını ve suyunu kirletir. Geçim kaynaklarını tarım ve hayvancılıkla sağlayan insanlarımız için çok önemli bir tehdit ögesidir. Ayrıyeten bu bölgedeki maden faaliyetleri Kartal Dağı ile de hudutlu kalacağa benzemiyor” tabirlerini kullandı.

“GÜN DOĞDUĞUMUZ YERE SAHİP ÇIKMA GÜNÜ”

Madenlere karşı olmadıklarını vurgulayan CHP’li Kaya, “Mücadele ettiğimiz hayat alanlarımızı tehdit edecek maden ögeleridir. Gün doğduğumuz ve doyduğumuz yerlere sahip çıkma günüdür. Bu işin hiçbir halde siyaseti olmaz. Bu işin sizi bizi olmaz. Bu mevzu Tire olarak topyekun uğraş etmemiz gereken bir mevzudur. Hukuk çerçevesinde, kanunlarımızın bize sağladığı tüm imkanları sonuna kadar kullanacağız. Hukuk çerçevesinde ömür alanlarımıza sahip çıkmak için tümhalkımızın dayanaklarını bekliyoruz” dedi.

Cumhuriyet