Uzman Psikolog Mehmet Cem Yiğit, yalnızlığın birçok kişinin kendini dinlemek için başvurduğu birinci durum olduğunu, hatta bir terapi sistemi olduğunu fakat birtakım bireyler için de telaş verici bir durum haline gelebileceğini söyledi. Birçok insanın yalnızlık korkusu yaşadığını lisana getiren Yiğit, yalnız kalma kaygısı duyan bireylerin, ekseriyetle sadece bu duyguyu hissetmemek için farklı tahliller aradığını söyledi.

Yiğit, “İnsanlar ekseriyetle bu durumlarda, hoşlanmadıkları toplumsal ortamlarda bulunma, televizyonu açık bırakma, yalnız bulunduğu ortamlarda telefonla konuşma üzere davranışlar sergilerler. Bu üzere davranışlar, kişinin yalnızlık korkusunu engelleme biçimidir. Psikoloji bilimi kapsamında, yalnızlık korkusu otofobi, eremofobi, izolofobi ya da monofobi üzere birçok farklı halde isimlendirilmektedir. Bu dehşet hissi, kişinin tek başına vakit geçirmekten korkması manasına gelmektedir. Ayrıyeten bir anksiyete bozukluğu olarak da söz edilebilmektedir. Yalnızlık korkusu, şahısların fizikî olarak yalnız kalmalarından çok yalnız kalacağını düşünmesi ve bu durumdan tasa duyulması formunda gelişmektedir” diye konuştu.

Yalnızlık dehşetinin oluşması durumunda bireylerde fizikî ve ruhsal bulgular geliştiğini lisana getiren Yiğit, şöyle devam etti: “Kişi yalnız kalacağını düşündüğünde büyük bir tasa duyar. Bu durum da kalp çarpıntısı, panik hali ve terleme üzere birçok farklı fizikî belirtinin ortaya çıkmasına sebep olur. Endişenin ilerlemesi durumunda birçok ruhsal rahatsızlık da ortaya çıkabilmektedir. Panik atak, depresyon, anksiyete üzere durumlar bu rahatsızlıklara örnek olarak verilebilir. Bireylerin bu ruhsal rahatsızlıklarının ortaya çıkması ve bireyin tek başına bu durumu denetim altına alamaması durumunda psikologdan yardımı alması gerekir.”

Cumhuriyet