Global salgın dünyayı tesiri altına almaya devam ediyor. Bugüne dek yalnızca bir kaç gelişmiş ülke kendi aşısını geliştirebildi, insanlığın geri kalanı ise virüsü karşı korunmak için tek deva olan ‘aşı diplomasisi’ yürütmek durumunda. 60 yılı aşkın müddettir ABD’nin katı ambargosuna maruz kalan Küba’da ise durum biraz farklı. 11 milyon nüfuslu ülke Soberana 02, Abdala ve Soberana Plus isimli üç farklı aşı geliştirdi.
Küba, bu kaideler altında, 15 Kasım’da ülke çapında tüm okulları ve de ülke sonlarını milletlerarası seyahat ve turizme açmaya hazırlanıyor. Buna karşılık çeşitli toplumsal medya kampanyaları, 15 Kasım’da hükümeti protesto etmek için halkı sokağa çağırıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, 10 Kasım’da açıklama yaparak şimdi düzenlenmemiş protestolara sahip çıktı, Küba halkının “demokrasi gayretinin yanında olduğunu” belirtti.
Küba hükümetinin açıkladığı datalara göreyse toplumsal medya kampanyasına katılan hesapların yalnızca 15%’i Küba’da bulunuyor.
Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi Memleketler arası Bağlantılar Kısmı Lider Yardımcısı ve Koordinatörü Ángel Arzuaga Reyes, Küba’nın Covid’le çabasını, yeni seyahat uygulamalarını ve ABD’nin tavrını milletlerarası haber ve tahlil sitesi United World International’dan Yunus Soner‘e anlattı.
Küba’nın COVID’le çabası ne durumda?
Öncelikle sizin aracılığınızla Türkiye halkına en candan selam ve sevgilerimi iletmek isterim. Ayrıyeten, Türkiye’de alakada bulunduğumuz tüm partileri de buradan selamlıyorum. Bana Covid’le gayretimizi anlatmama fırsat verdiğiniz için de teşekkür ederim.
Karşımızda bir gerçek var. Bugün, bütün ülkeleri etkileyen, milletlerarası ve çok boyutlu bir krizle karşı karşıyayız. Güçlü milletler de sorun yaşıyor, lakin bu krizin sonuçları üçüncü dünyanın gelişmekte olan ülkeleri için daha ağır. Milyonlarca insan hastalandı oldu ve milyonlarca insan hayatını kaybetti.
Küba bir istisna değil, biz de pandemiden etkilendik. Birinci periyodunda, Mart 2020’de pandemiyi denetim altına almayı başardık. Ülkemizde hastalığa yakalanan yalnızca 13 kişi vardı ve bu denetimi Aralık 2020’ye kadar sağlayabildik.
Lakin Aralık’ta, yaklaşan yeni yık kutlamaları nedeniyle ülke dışında yaşayan çok sayıda vatandaşımız Küba’ya geldi ve aileleri ile buluştu. Maalesef yürürlükte olan tüm uygulamalara karşın kimi vatandaşlarımız gereğince dikkatli davranmadı.
Ve Aralık ayından bugüne kadar biz de bir pandemi geçirdik, her ne kadar bizim hastalık ve vefat sayılarımız öteki ülkelerden daha düşük de olsa.
Bu görece muvaffakiyetin sırrı, hükümetimizin, partimizin yürürlüğe koyduğu tedbirler. Kitle örgütlerimiz ve örgütlü olan halkımız da bu tedbirleri güçlü bir halde destekledi.
İHTİLALİN YARATTIĞI BİLİM BÖLÜMÜNÜN KIYMETİ
Daha da kıymetlisi, ihtilalin çabucak akabinde Fidel tarafından oluşturulan bilim kesimimiz COVID’le uğraş için, hem önleyici, hem de tedavi gayeli 22 farklı ilaç geliştirdi. Bu ilaçlar sayesinde bugün pandemiyi tekrar denetim altına aldık. (Johns Hopkins Üniversitesinin datalarına nazaran Küba’da günlük yeni hasta sayısı 300 ile 400 ortasında. Son bir hafta içinde COVID nedeniyle yaşanan vefat ise günde ortalama 3 kişi, UWI)
Bu muvaffakiyetin altında, başka birtakım ülkelerin aksında Küba ihtilalinin piyasayı değil, insan hayatını, insan sıhhatini ve halk sıhhatini en başa koyması yatıyor.
ÜÇ FARKLI YERLİ COVID AŞISI
Ayrıyeten bugün uygulanmakta olan üç farklı aşı geliştirdik: Soberana 02, Abdala ve Soberana Plus. Bu aşıları geliştirerek halkımıza bağışıklık kazandırırken milletlerarası şirketlere mümkün bağımlılıktan kurtulduk. Bu aşılar çok yüksek bir verimlilik gösterdi ve Kasım ayı başı itibariyle nüfusumuzun yaklaşık 90%’ı aşılandı.
Daha da kıymetlisi, ulusal bir kampanya başlatarak 2 ile 18 yaş ortasındaki çocuk ve gençlerimizi de aşıladık. Bu çok kıymetliydi ve bu sayede Kasım ayında okullarımız tekrar açılacak.
Münasebetiyle aşı çeşitlerimiz, geniş aşılanma oranımız ve ek olarak geliştirdiğimiz ilaçlar pandeminin en güç periyodunu geride bıraktığımıza eminiz.
Ve Küba’yı memleketler arası seyahate açmaya karar verdiniz..
Evet. Denetim uygulamaları, geliştirilmiş aşı ve ilaçlar ve düşen enfeksiyon oranlarından hareketle ülkemizi tekrar memleketler arası seyahate açmaya karar verdik.
15 Kasım’dan itibaren ülkemize seyahat etmek isteyenler, şayet aşı sertifikaları varsa, COVID testi ibraz etmek zorunda kalmayacak. Küba memleketler arası düzlemde yaygın olan tüm COVID aşılarını da kabul ediyor. Alışılmış, aşı olmadıysanız yeniden test yaptırmanız gerekecek.
15 KASIM’DA KÜBA’YA TURİZM BAŞLIYOR
Özetle, Küba 15 Kasım’da hudutlarını, birebir vakitte ülkemiz için stratejik bir bölüm olan turizme açıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı tam da 15 Kasım’da Küba’da protestoların gerçekleştirileceğini, kendilerinin de bu şovlara takviye verdiğini açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu yeni bir gelişme değil. ABD’nin bu tavrı, Küba’ya karşı saldırgan siyasetinin bir kesimi. Biden hükümeti, Trump’ın yürürlüğe soktuğu, ambargoyu katılaştıran ve Küba iktisadını boğmaya çalışan 200’ü aşkın uygulamayı sürdürüyor.
ABD KÜBA’NIN TURİZM BÖLÜMÜNÜ SABOTE ETMEK İSTİYOR
Biden, seçim kampanyasında bu uygulamaları, hatta ambargoyu kaldıracağını öne sürmüştü, fakat bundan vazgeçti, zira emperyalizm pandemiyi bir fırsat olarak görüyor. Yalnızca ambargoyu sürdürmüyorlar, birebir vakitte Küba’ya karşı siyaset ve medya üzerinden yürütülen bir kampanya başlattılar. Maksatları, Küba halkının ortasına nefret tohumları ekmek, şiddeti teşvik etmek ve ülkede istikrarsızlık yaratmak.
Bunlar, ABD’nin konvansiyonel olmayan savaş stratejisinin ögeleri. Yalnızca Küba’da değil, Venezuela, Nikaragua ya da bir çok Ortadoğu ülkesinde uyguladıkları bir strateji.
Ve 11 Temmuz’da gerçekleşen olaylar (Batılı haber ajanslarının Küba’da yaygın protestoların gerçekleştiğini bildirdiği gün, UWI) tesadüf değil. Ancak ABD, bu provokasyonunun başarısız olduğunu gördü. Küba halkı ihtilalini savundu.
Açık ve net söyleyelim: Anayasamız, tüm Küba vatandaşlarına toplanma ve fikirlerini söz etme özgürlüğünü tanıyor – anayasal sistemi ihlal etmedikleri sürece. Anayasamız ise sosyalist ihtilalin geri alınamayacağını açıkça belirtiyor. Olağan yabancı devletlerin hizmetinde faaliyet göstermek de yasak.
ABD’nin bu protestoları tam da 15 Kasım’da düzenlemesi, Küba’nın turizm dalını sabote etme gayesini mı taşıyor?
Elbette! Bizi yenemediler. Ve artık, Küba’nın memleketler arası seyahat ve turizme açıldığını görüyorlar, bu bölüm, bizim için ambargo ve Trump’ın uygulamaları bağlamında kıymetli bir döviz kaynağı, bu kaynağımızı sabote etmek istiyorlar. Bu Vaşington’un yeni bir atak teşebbüsü.
Lakin kazanamayacaklar. Biz, her leyden evvel halkımızın birliğine sahibiz. İkincisi, yeni anayasamız tüm düzlemlerde, en küçük köyden Halk Meclisi’ne kadar tartışıldı ve 89% oyla onaylandı.
Ve biz, halkımızın içine kimin nefret tohumları ekmek istediğini, kimin Küba’nın siyasi, toplumsal ve ekonomik sisteminde istikrarsızlık yaratmak istediğini çok iyi biliyoruz.
Onlar, devrimimizin en güç periyotlarında bile bu teşebbüslerinde başarılı olmadı. Bugün de başaramayacaklar.
